14 Aralık 2009 Pazartesi

EVLİLİK İNSANI ALLAHA YAKLAŞTIRMALI



Evlilik İnsanı Allah'a Yaklaştırmalı

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم /
Bismillahirrahmanirrahim..

Evlilik insanı günahtan koruyan bir kalkandır. Evlilik, el ele verip doğruya koşmaktır.
Evliliğe bu açıdan baktığınızda, izdivacın insanı Allah’a yaklaştırması gerektiği görülebilir.
Delikanlı okulunu bitirdi ve işini kurdu. Artık evlenip çoluk çocuğa karışmak istiyor.
Bunun için de düşünüyor ve soruyor:
Acaba kiminle ve nasıl biriyle evlensem?”Akıl verense çok oluyor:
“Evleneceğin kişi şöyle şöyle olsun”.
Ama anne ille de güzel gelin istiyor.
Genç kızın da evlenme yaşı geliyor. O da düşünüyor.
“Acaba evleneceğim kişide nasıl bir özellik arasam?
Dini diyaneti önemli olmalı mı?”
Bu anne de kızının bir zenginle evlenip rahat etmesini düşlüyor.
Genç kız da delikanlı da şaşkın. Çünkü eş, insanı saadetin beşiğine götürdüğü gibi;
felaketin eşiğine de sürükleyebiliyor
.Kur’an, eşleri tarif ederken,
“Onlar sizin için günahtan koruyan bir elbise, siz de onlar için bir elbise hükmündesiniz.” buyuruyor. (Bakara 187)
Özellikle de günümüzde bu ayetin daha dikkatli okunması gerekiyor.
Çünkü her sokak başında bir ateş yanıyor. Her yerden binler günah insana saldırıyor.
Her şey ağız birliği yapmış gibi insanı Allah’tan uzaklaştırıyor.
Allah’a giden yollara barikatlar kurulmuş. Ahiret yurdunu gösteren işaretler
ters çevrilmiş. Sefih medeniyetin getirdiği cazibe ister istemez
insanları o yoldan alıkoyar hale gelmiş.
Herkes, akın akın “insanın ve bilhassa Müslüman’ın bir nevi cenneti olan
aile sığınağından” çıkıp o yöne doğru koşuyor.
Sığınaktan çıkan askerin üzerine yağan mermiler gibi günahlar
aile fertlerinin üzerine yağıyor.Kişi evinde oturup TV’sini seyrederken,
gazetesini okurken, hatta penceresinden sokağa bakarken bile müstehcenlik ateşi
onu yakabiliyor. İşte bu arada eş denilen “elbise” o ateşe perde olmalı.
Kişiyle ateş arasında set oluşturmalı. Eşinin üzerine gelen günahlara paratoner olup,
onu Allah’a yaklaştırmalı.. Sadece dünya hayatı için giyilen bir elbise değil,
kişiyi cennet bahçelerine uçurabilen paraşüt görevi yapmalı..
Çünkü insan bu dünyaya sadece rahat yaşayıp, zevk ve lezzet peşinde koşmak için gönderilmemiştir. Onun esas gayesi kendisini buraya gönderen Cenabı Hakk’ı tanımak,
bilmek ve ibadet etmektir. Dünya yolunda yürüyüp ahret yurduna varmaktır.
Evlilik de o yol arkadaşını seçmektir. Şayet yol arkadaşı Allah’a yakınsa
kişi dünyada da ahrette de huzurlu olacaktır.
Çünkü Cenab_ı Hak buyuruyor:“
Erkek olsun, kadın olsun mü’min olarak güzel işler yapanlara
dünyada temiz ve huzurlu bir hayat yaşatırız. Ahrette ise, onları,
yaptıklarının daha güzeliyle mükâfatlandıracağız.” (Nahl 97)
Asr-ı saadette yaşanan şu olay evliliğin insanı Allah’a yaklaştırması hususunda
örnek olsa gerek.Peygamberimiz (sas), sahabeleriyle birlikte otururken
fakir ve muhtaç olanlara vermenin öneminden bahsediyordu.
Al-i İmran Suresi’nin 92. ayetini okudu:
Muhtaçlara ve fakirlere yardım ederken, malınızın kötüsünü değil de
iyisini vermedikçe olgun bir imana kavuşamazsınız.
İmanda en yüksek mertebeye çıkmak istiyorsanız,
yoksullara malınızın en hoşunuza gidenini bağışlayınız.”
Bu sözler orada bulunanlardan Ebu Talha’yı (ra) can evinden vurdu.
En değerli malını Medine’deki hurmalığını ve evini hemen oracıkta bağışladı.
Evine gitti. Bahçenin dışında durdu. Eşi Rumeysa (ra) Ebu Talha’yı (r.a) görünce
neden eve girmediğini sordu. Ebu Talha (r.a) evini ve bahçesini
tasadduk ettiğini söyledi. Eşi:“Kendin için mi yoksa ikimiz için mi?”
diye sorduğunda Ebu Talha (r.a) “ikimiz için” cevabını verince eşi Rumeysa:
“Allah senden razı olsun Talha. Ben de aynı şeyleri düşünürdüm. Bekle geliyorum.”
diyerek dönüp arkasına bile bakmadan evinden çıkıp gitti. (Buhari)
Bizler de onları örnek almalıyız. Bunun için de evlilikleri
nefsanî duygulardan ziyade uhrevi duygularla yapmalıyız.
Eş seçerken bizleri dünyaya çağıranı değil Allah’a yaklaştıranı seçmeliyiz.
Bizim evliliğimiz yani Müslüman’ın evliliği farklı olmalı.
Müslüman aile, karanlık dünyalara ışık saçmalı… Sıkıntıda boğulanlara
şefkat elini uzatmalı. Sevgiye hasret, mutluluğa hasret olanları sevginin ve
mutluluğun yurduna iletmeli.Eşler el ele vermeli. Derdimiz önce insanlığa hizmet olmalı.
Bunun için eşler el ele vermeli. “Allah için ver” deyince vermeli.
“Allah için yola çıkıyorum.” deyince uğurlamalı. Allah’a giden yolda
hayat arkadaşına omuz vermeli. Tıpkı Peygamber kocasına
Hıra Dağı’na yemek taşıyan Hz. Hatice, İslâm için şehit olan Ammar
ve Sümeyye, yalın ayak kızgın çöller üstünde yan yana hicret eden sahabe gibi…
RABBİMİN Hz. Hatice gibi, Sümeyye gibi,
Talha(r.a) eşi gibi Eşler Nasip Etmesi dileklerim ile ..

1 yorum:

  1. I arrived here just surfing.
    Congratulations on Your nice site and best wishes from an Estonian living in Italy

    YanıtlaSil

EVLADI RESULLER

Image and video hosting by TinyPic

GAVS-I SANİ HZ.

Image and video hosting by TinyPic

SLAYT GÖSTERİSİ